Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, iktisada ait açıklamalarda bulundu. Bakan Nebati enflasyonun kademeli olarak düşüş eğilimine geçtiğini ve tek haneye inmesini sağlayacaklarını söyledi.
Bakan Nebati’nin açıklamaları şöyle:
Ekonomi, siyaset, iş dünyası ve akademiden çok bedelli isimleri 10 yılı aşkın müddettir bir ortaya getirerek bir markaya dönüşen Uludağ İktisat Zirvesi’nde sizlerle bir ortada olmaktan büyük memnunluk duyuyor, her birinizi hürmetle selamlıyorum. Hepiniz beğenilen geldiniz.
Ekonomi, siyaset, iş dünyası ve akademiden çok kıymetli isimleri 10 yılı aşkın müddettir bir ortaya getirerek bir markaya dönüşen Uludağ İktisat Zirvesi’nde sizlerle bir ortada olmaktan büyük memnunluk duyuyor, her birinizi hürmetle selamlıyorum. Hepiniz beğenilen geldiniz.
Bildiğiniz üzere, 21 yıl önce hükümete geldiğimiz birinci günden bu yana her daim sizlerle yakın istişare içinde ilerliyoruz.
İş dünyamızla ve akademisyenlerle farklı husus başlıkları altında sık sık bir ortaya geliyor, tüm talep ve teklifleri birlikte kıymetlendiriyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetinde, ülkemizin her alanda elde ettiği büyük kazanımlarda, elbette sizlerin ve bu yakın iş birliğimizin büyük katkısı vardır.
Aynı biçimde, bugün burada, her biri istisnai birikimlere sahip olan tüm pahalı iştirakçilerin sunacağı fikirler ve teklifler yarınlarımıza istikamet verecek faal siyasetlerin şekillendirilmesi bakımından büyük kıymet taşıyor.
Bu vesileyle, bizleri bugün burada, bir ortaya getiren Capital, Ekonomist ve Start Up Mecmualarının tüm pahalı çalışanlarına teşekkür ediyor, sergiledikleri istikrarlı muvaffakiyet için her birini tebrik ediyorum.
Bir yandan globalleşmenin derinleşen tesirlerini hissederken, başka yandan da salgınla başlayıp Rusya-Ukrayna Savaşıyla tepe yapan besin, güç ve tedarik krizlerinin sebep olduğu sıkıntıları birlikte deneyim ettik, ediyoruz.
Tüm dünyayı tesiri altına alan güçlü şartlar altında, global seviyede iş birliğiyle barışın tesisini son derece önemsiyor, her vakit tahlilin bir kesimi olmaya devam ediyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın teşebbüsleriyle imzalanan Tahıl Koridoru Muahedesi, buna en hoş örneklerden biridir.
Bugün, global adaletsizlikler karşısında “dünya 5’ten büyüktür” yaklaşımını çok net bir formda ortaya koyabilen, gerçek vakitte hakikat adımları atabilen güçlü bir liderliğe sahibiz.
Bugün, yaşanan bölgesel ve global tüm krizleri fırsata çevirebilen, her alanda stratejik hareket kabiliyeti yüksek bir devlet aklına sahibiz.
Bizler, kendi dinamiklerimizle uyumlu biçimde kendi politikalarımızı uyguluyor, kurumsal ve klâsik yapılarımızı dikkate alarak ilerlerken milletimizin refahı için gereken tüm adımları atmaktan asla geri durmuyoruz.
Her ülkenin kendi ekonomik şartlarına nazaran farklı siyaset setlerini devreye aldığı bu süreçte bizler, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı Türkiye İktisat Modelimizi devreye aldık.
Böylelikle, krizlerin tepe yaptığı 2022 yılında dahi yüzde 5,6 büyüyen ekonomimiz, sergilediği güçlü performansla G20 ve OECD ülkeleri ortasında en süratli büyüyen ekonomilerden biri olmayı başardı.
11 vilayetimizi ve 14 milyondan fazla insanımızı direkt etkileyen zelzele felaketine karşın, 2023 yılında da ekonomik aktiviteye dair öncü göstergeler de büyümenin sürdüğüne işaret ediyor.
Tüketici İnanç Endeksi 87,5 ile salgın öncesi düzeylerine yükselmiş durumda.
Küresel sarsıntılarla geçen salgın sonrası periyotta, siz bedelli iş insanlarımızın, oluşan yeni fırsatları en âlâ halde değerlendirebilmeniz için gereken her türlü önlemi aldık, tüm takviyesi sağladık.
Böylece, ihracatımız Mart 2023 prestijiyle yıllık 255,7 milyar dolara ulaşmış, her geçen gün yeni rekorlar kırmaya devam etmiştir.
Keza turizmde gerçekleştirdiğimiz pazar çeşitlendirme ve tanıtım faaliyetleriyle turizm gelirimizi 2022 yılında yeniden Cumhuriyet tarihimizin rekor düzeyi olan 46,3 milyar dolara kadar yükselttik.
Sergilediğimiz bu güçlü performans, istihdam bakımından da yeni tepelere ulaşmamızı sağladı.
Toplam istihdamımızı Şubat 2023 prestijiyle 31,5 milyon şahsa çıkardık. İşsizlik oranını ise birebir devirde yüzde 10 düzeyine düşürdük.
Bu doruğun gündem hususlarından biri olan iş hayatı ve refaha katkı sağlayan toplumsal cinsiyet eşitliği kapsamında da kıymetli uzaklıklar kat ettik.
Hükümet olarak, almış olduğumuz önlemler ve geliştirdiğimiz teşvik düzenekleri sayesinde ülkemizde bayan istihdam oranı yüzde 30,4 ile tüm vakitlerin en yüksek düzeyine ulaşmıştır.
Kadın istihdamına, bayan girişimcilerimize ve bayan kooperatiflerine sağladığımız kapsamlı dayanakları ilerleyen periyotta de artarak sürdüreceğiz.
Küresel salgının başlamasıyla birlikte tüm dünyada ortaya çıkan talep taraflı enflasyon sorunu, 2022 prestijiyle güç ve besin başta olmak üzere fiyatlarında yaşanan yüksek artışlar nedeniyle arz istikametli bir yapıya dönüştü. Global salgının başlamasıyla birlikte tüm dünyada ortaya çıkan talep istikametli enflasyon sorunu, 2022 prestijiyle güç ve besin başta olmak üzere emtia fiyatlarında yaşanan yüksek artışlar nedeniyle arz istikametli bir yapıya dönüştü.
“ENFLASYONUN TEK HANEYE İNMESİNİ SAĞLAYACAĞIZ”
Artan enflasyon ve hayat pahalılığına karşı aldığımız önlemlerle ve global olağanlaşmanın de katkısıyla enflasyonu düşürmeye başladık; tedrici olarak tek haneli düzeylere inmesini sağlayacağız.
Küresel enflasyon baskıları karşısında uygulamaya konan sıkı para siyasetlerinin, global finansın geleceği için bir tehdit ögesi olmanın yanı sıra dünya iktisadının giderek resesyona sürüklenme riskini de artırdığını bir kere daha söz etmek isterim.
Nitekim, global iktisada dair bu ikazlarımızı uzun vakitten bu yana yapmakta ne kadar haklı olduğumuz giderek daha net anlaşılıyor.
Sıkı para siyasetleri nedeniyle ABD ve Avrupa’da yaşanan banka iflasları, global iktisat için tehdit oluştururken, Türk bankacılık kesimimiz, faal kalitesi, güçlü sermaye tamponları ve süreklilik arz eden kârlılığıyla sağlam bir duruş sergilemeye devam ediyor.
Öte yandan yeni teknolojiler ve inovatif teşebbüslerin hem firmalarımızın hem de ülkemizin rekabet gücünü değerli ölçüde artıran faktörler olduğunun da farkındayız.
Bu sebeple Ar-Ge yatırımlarının artması tarafında sağlam adımlar atıyor, stratejik bölümleri ve teknoloji ağır yatırımları, selektif kredi siyasetimizle destekliyoruz.
YEŞİL DÖNÜŞÜM VE DİJİTALLEŞME VE GÜÇ ARZ GÜVENLİĞİ:
Yeşil ve dijital süreçlerin iç içe geçtiği İkiz Dönüşüm için güç verimliliği, yenilenebilir güç, elektrikli araç ve şarj altyapısı ile dijitalleşme üzere alanlarda takviyelerimizi kesintisiz sürdürüyoruz.
Bu anlayışla ve milletimizin 60 yıllık hayalini gerçekleştirerek yerli arabamız Togg’u yollara çıkardık.
Bu yıl sonuna kadar toplam 28 bin araç, 2030’a kadar da 1 milyon araç üretme gayesiyle ilerliyor, ülkemizin güçlü yarınlarına taraf veriyoruz.
Tüm dünyayı tesiri altına alan iklim değişikliği nedeniyle üretim anlayışımızı ve gereksinimlerimizi birlikte ele almamız ve bu noktadan hareketle adımlar atmamız gerekiyor.
Bu nedenle, başta etrafla uyumlu, dijitalleşen bir sanayi için yeni teknolojilere, inovasyona ve girişimciliğe dayanan üretim süreçlerini destekliyoruz.
Diğer taraftan, enerjiyi verimli ve sürdürülebilir hale getiriyoruz. Bu kapsamda, endüstride güç verimliliği sağlayan teknolojiler kullanılmasına değer veriyoruz.
Enerjide çeşitlendirme stratejimizi pekiştirecek ve dışa bağımlılığımızı azaltacak olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali’mizde nükleer yakıt akışını dün başlattık.
Yerli ve ulusal imkânlarla keşfettiğimiz Karadeniz Doğalgazı’nı sisteme bağlayarak gücümüze güç katan dev yatırımlarımıza bir yenisini daha ekledik.
Tarımsal sulamada kullanılan elektriğin güneş gücü ile sağlanması için Güneş Güç Santralleri ve Sulama Kanalları Projesi’ni hayata geçirdik.
Dönüşümün en değerli ögelerinden biri olan yeşil yatırımlar için finansman konusunda başta bankalara rehber oluşturması hedefiyle sürdürülebilir finansman çerçeve dokümanını, yeşil borçlanma aracı ve yeşil kira sertifikası rehberini yayınladık.
Diğer yandan, Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak yakın vakitte birinci yeşil tahvil ihracımızı da gerçekleştirerek sürdürülebilirlik kapsamında değerli bir adım attık.
İSTANBUL FİNANS MERKEZİ:
Önümüzdeki periyotta bankacılık, iştirak finans, sermaye piyasaları ve fintek alanlarında hayata geçireceğimiz ıslahat ve siyaset adımlarıyla finansal kesimin bir bütün içinde sağlıklı biçimde gelişmesini sağlamayı hedefliyoruz.
Bu doğrultuda, finans dalının farklı oyuncularını tek bir çatı altında birleştirecek olan İstanbul Finans Merkezi’nin açılışını geçtiğimiz hafta başında gerçekleştirdik.
Bu Merkez, finans bölümümüze katacağı ivmeyle yatırım imkanlarını artıracak, kalkınmamızı güçlü bir halde destekleyecektir.
İstanbul Finans Merkezi, kısa vadede bölgesel, orta vadede ise global bir merkez olarak dünyanın önde gelen finans merkezleri ortasında yerini alacaktır.
İstanbul Finans Merkezi’nin, 10 yıl içinde dünyanın birinci 10 finans merkezi ortasındaki yerini alması için gereken tüm çalışmayı yapacağız.
Toplumsal tarihimizin son iki yüzyılına damgasını vuran çağdaşlaşma sürecinde kritik bir eşiğe gelmiş bulunuyoruz.
Osmanlı İmparatorluğu’nda 19. yüzyılda başlayan modernizasyon atılımından ta bugünlere dek toplumsal ve ekonomik pek çok merhalelerden geçtik.
En nihayetinde bugün geldiğimiz noktada, global iktisada tam manasıyla eklemlenmiş, finansal altyapısı gelişmiş, dünyanın en ileri ekonomilerinin ortasına girmeye aday bir ülke olarak yeni bir yüzyıla adım atmış bulunuyoruz.
Bu hususu bize bilgiler de apaçık söylüyor: 1975-2001 ortası 26 yıllık devirde ülkemize gelen toplam direkt yabancı yatırım girişi yalnızca 14 milyar olmuştur.
İktidara geldiğimiz 2002 yılından 2023 Şubat periyoduna kadar geçen yaklaşık 21 yıldaysa bu sayı 254,2 milyar dolara ulaşmıştır. Hiç elbet ki bu, global iktisatta değerli bir aktör olarak ülkemizin pozisyonunu teyit eden bir konudur.
İşte bu şiarla, bugün ülkemizi, global bir finans merkezine, bir üretim merkezine, teknoloji, lojistik ve turizm merkezine dönüştürme yolunda kararlı adımlarla ilerliyoruz.
Kaldı ki yeni bir kalkınma ve dönüşüm öyküsünün mimarı olan Türkiye, bu basamağa büyük zorlukları göğüsleyerek ve bunlara özgül tahliller getirerek gelmiştir.
Türkiye, son yıllarda yaşanan salgın, global enflasyon ve asrın felaketi sarsıntı üzere krizlerin ekonomik tesirlerini bertaraf etmeye çalışırken; liberal, yönlendirici ve toplumsal devlet anlayışının kimi istikametlerinin harmanlandığı; yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen bir iktisat siyasetini ortaya koymuştur.
Dünyanın karşılaştığı en büyük krizlerden biriyle baş etmeye çalışırken bir yandan da ortaya koyduğumuz üretim ve büyüme performansı, global krizlerin yatıştığı bir ortamda sağlanacak büyük atılımın referansıdır.
Cumhuriyetin 100. yılında yapılacak olan bu kritik seçimin akabinde gerçekleştireceğimiz itimat ve istikrarın tekrar tesis edilmesi ile rekabetçi bir ortamda büyümeye ve istihdam sağlamaya devam edeceğiz.
Seçim programımızda da belirttiğimiz gibi2024-2028 periyodu ortasında yıllık ortalama yüzde 5,5 düzeyinde büyüme ile 2028 yıl sonunda 1,5 trilyon dolar ulusal gelir büyüklüğüne ve 16 bin dolarlık kişi başı gelir seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz.
5 yılda 6 milyon yeni istihdam oluşturacak, bayan ve genç istihdamına özel ehemmiyet vermeyi sürdüreceğiz.
Bu doğrultuda bizler, Cumhuriyetimizin ikinci asrında, yani Türkiye Yüzyılı’nda, güçlü geleceğimizi beraberce inşa edecek, hakikat vakitte gerçek adımları atarak yol almaya devam edeceğiz.
Sürdürülebilir kalkınma gayelerimiz doğrultusunda, finansal gelişmişliğin günümüzde kalkınmanın en değerli yapı taşı olduğunun şuuruyla, iklim finansmanı, yeşil ve mavi finansman, tesir yatırımı ve dijitalleşme alanlarına daha fazla odaklanacağız.
Küresel bir aktör olarak güçlü bir ekonomik ve toplumsal ekosistemi tesis etmek yolunda her türlü inovatif niyete daha fazla kucak açacağız.
Teknoloji ağır yüksek katma pahalı kesimlerin ekonomimizdeki hissesini artırarak ülkemizi daha rekabetçi bir pozisyona taşıyacağız. Finansal alanda yapacağımız yeniliklerle girişimcilik ekosistemini desteklemeye devam edeceğiz.
Tüm bunları beraberce çalışarak, ortak akılla ve istişare içinde, müşterekler üzerinden birlikte gerçekleştireceğiz.
Bugüne kadar insanımızın ortak hayallerini nasıl ki bizler, beraberce gerçekleştirdiysek bundan sonra da tıpkı biçimde yapacağız.
Yolumuza, hakikat vakitte yanlışsız beşerle, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’la, güçlü bir halde devam edeceğiz.
Bugün burada, ülkemiz için düşünen, ülkemiz için üreten, bu topraklar için ter döken her birinize teşekkürlerimi sunuyorum.
Uludağ İktisat Zirvesi’nin milletimiz için iyi sonuçlar doğurmasını temenni ediyor, hepinizi hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum.
Yorum Yok