Ben Affleck
◊ Hem başrol oynamak hem de direktörlük yapmak nasıl bir disiplin gerektiriyor?
– Ben Affleck:
Yönettiğim birinci sinemada oynamak çok güç ve gerilimli oldu. Vakitle alıştım. Çekimlerden evvel bir sürü hazırlık yaptım. Şayet bir şeyi tekrar çekmek zorunda kalırsak, bunun utanç duyulacak yanı yoktu. Bu niyet beni ayakta tuttu ve devamlı denememe müsaade verdi. Her sahnede çok memnundum. Tüm grubum ve oyuncu arkadaşlarım inanılmaz iş birlikçiydi. O kadar güçlü bir formda desteklendim ki… Kamera önünde ve gerisinde olanlara minnettarlığımı tekraren tabir etmek istiyorum.
◊ Michael Jordan ile sinema öncesi görüştünüz mü?
– Ben Affleck:
Evet, Michael’la konuşmaya gittim, onunla daha evvel de birkaç sefer bir ortada bulunma talihi elde etmiştim. Kendime “Michael’ın görünmediği, yeniden de isminin anıldığı ve karşı çıktığı öyküsünün bir kısmını anlatan bir sinema yap” demiştim. Onunla da öyküyü nasıl anlatmak istediğimi paylaştım. Beni dinlerken nitekim çok nazikti…
◊ Spor ayakkabı kültürü sizin için ne söz ediyor?
– Ben Affleck: Spor ayakkabı kültürünü daha yeterli anlamak için tasarımcılarla konuştuk. Orta yaşlı ve ilgisiz olduğum için spor ayakkabı kültürünün ne kadar geliştiğini nitekim bilmiyordum lakin sinemaya girdikten sonra ona maruz kalmaya başladım ve sonra beşerler bana ayakkabı verip göstermeye başladı. Ve artık daha net anlıyorum. Ayakkabı bir kişinin kimliğini temsil eder ve mana kazanır. İşte o vakit bir sanat yapıtı olur. Jordan bir marka değildi; Nike bir markaydı. Ve sonra bu işin içine girdiğinde, Jordan bir ‘marka’ oldu.
KADRO HÜRMET DUYDUĞUM OYUNCULARDAN OLUŞTU
◊ Sinemadaki Michael Jordan’ın gelecekteki ömür eğrisinin ön izlemesini göstermek kimin fikriydi?
– Ben Affleck: Çok âlâ fikirdi. Orjinal fikrin kimin olduğunu hakikaten hatırlamıyorum. Matt (Damon) ve ben o sahne üzerinde çalıştık, Matt sahiden inanılmaz bir replik yazdı. Ve Viola sahnede olağanüstüydü. Bu yüzden çok etkileyici oldu.
◊ Oyuncu takımında istediğiniz isimlerle birlikte çalıştınız, bu size kendinizi nasıl hissettirdi?
– Ben Affleck: Benim için sineması çok daha kolay hale getirdi. Zira takım çok uzun vakittir tanıdığım, muazzam formda hürmet duyduğum oyunculardan oluşuyordu. Matt Maher, Chris Messina, Matt Damon ve Jason Bateman… Hepsiyle birden çok defa çalıştım. Hayran olduğum bu isimlere hürmetlerimi bir kere daha sunuyorum. Ve Viola Davis ve Chris Tucker… Sanırım Chris onu kaç kere taciz ettiğimi doğrulayabilir. (Gülüyor) Son olarak ısrarlara dayanamayarak sahiden geldi ve bu rolü yarattı.
◊ Pekala bu takım ile
birlikte senaryoda umdu-ğunuzun ötesine geçen durumlar oldu mu?
– Ben Affleck: Bütün bu oyuncular yaptıklarıyla beni şaşırttı. Bu sinemadaki tüm hoş şeyler onların kendi kendilerine buldukları oldu. Bilhassa Matt ve Viola’nın karşılık görüşme yaptığı sahne çok etkileyiciydi. O sahne sonrası söyleyecek hiçbir şeyim yoktu.
JulIus Tennon
Bu adamlarla çalışırken çok şey öğrendim
◊ Julius, sinemada gerçek hayattaki eşinizle yeniden karıkocayı oynamak eğlenceli miydi?
– Julius Tennon: Filmde ya da gerçek hayatta onunla olmak her vakit eğlenceli. Birlikte her vakit olağanüstü vakit geçiriyoruz…
◊ Pekala baba rolüne katmak istediğiniz hisler nelerdi?
– Julius Tennon: Yapmak istediğim şey, Bay Jordan’a saygınlık getirmekti. Onu oğluyla gurur duyan ve her şartta karısını koruyan bir adam olduğunu hissettiğim görüntüler gördüm. Deloris’in her şartta yanında olması gerektiğini biliyor, tıpkı benim de Viola için bildiğim üzere. O bir koca ve baba. O yalnızca kolay, mavi yakalı bir adamdı. Bunu tasvir etmek istedim.
◊ Sinemada en keyif aldığınız sahneler hangileriydi?
– Julius Tennon: Ofiste çekilen tüm aktörlerin olduğu tüm sahneleri sevdim. Jason, Chris, Matt… Bu adamlarla çalışırken çok şey öğrendim. Ben’in sineması çekme formunu çok seviyorum. Daima faal kaldı, bu yüzden sakinlik hissetmedik. Dediğim üzere bu adamlarla çalışmak, onları çalışırken izlemek çok eğlenceliydi.
VIola DavIs
DelorIs’i oynamak bir onurdu
◊ Viola Davis, baş belası oğlunun gerçek kıymetini bilen bir anneyi oynamak nasıl bir histi?
– Viola Davis: Deloris Jordan, tüm annelerin yaptığını yapıyordu. Çocuklarımıza her şeyden çok inanıyoruz ve daima söylediğim şeylerden biri de; Deloris’in kuşağı, anneminkiyle tıpkı. Annem 1943’te, Deloris 1940’ta doğdu. Hayallerini çocukları üzerine kuran bir jenerasyon… Oğlu için bu büyük vizyona sahip olması ve buna tüm kalbiyle inanması bir cins mucize.
Deloris Jordan hakkında görüntüler izlediğimde bana çok kararlı biri üzere geldi. Bu rol için benim ismimin düşünülmesi ise çok hoştu. Deloris’i oynamak hakikaten bir onurdu.
Jason Bateman
Bu öyküden bir rock gösteri çıkardılar
◊ Teklif geldiği vakit sinemayla ilgili neler biliyordunuz?
– Jason Bateman: Katılmaya davet edildiğim havalı kümeden öteki bir şey bilmem gerekmiyordu. Ben ve Matt’in bu öyküyle neler yapabildiklerine hakikaten bayıldım. Bundan bir rock gösterisi çıkardılar ve bir biçimde Michael Jordan’ın hepimiz için ne manaya geldiğini anlatmayı başardılar. Yalnızca olağanüstüydü.
Chris Tucker
Filmde olmak bir nimetti
◊ Chris Tucker, sizi beyazperdede görmeyi özlemiştik. Başarılı oyuncularla sinemaya geri dönmek sizin için nasıldı?
– Chris Tucker: Bir nimet üzere hissettirdi. Ben Affleck ve Matt Damon… Adamlar dahiler ve beni çok rahat hissettirdiler. Yanıma geldiler ve şöyle dediler; “Hadi biraz eğlenelim. Ne yapmak istersen onu yaparsın.” Mükemmeldi. Sonra bana sinemada kimlerin olduğunu söylemeye başladılar; Viola, Julius, herkes… Havalıydık. Howard White benim yeterli bir arkadaşımdır. Bana çok yardım etti ve kurtardı. Karakterimin yalnızca olumlu ve çok eğlenceli olmasını istiyordum. Bu sinemada olmak bir nimetti.
ChrIs MessIna
Benim için büyüleyiciydi
· Chris Messina, sinemada Michael Jordan’ın menajerini canlandırdınız… Nasıl bir tecrübeydi?
Chris Messina: Bu olağanüstüydü bir yandan ise korkutucu. Sinemanın sonunu izlerken şunu düşündüm ki, bu sinemanın mucizesi şu; bu kıssanın nasıl bittiğini açıkça biliyoruz, fakat son sahnelerde, ‘Şimdi ne olacak?’ diyoruz. Öyküyü aslında bilmemize karşın bu gerginliği hissetmek benim için büyüleyiciydi.
Matt Damon
Şimdiye kadar sahip olduğum en olağanüstü işti
◊ Matt, bu sinemada rol almak sizin için nasıl bir tecrübeydi?
– Matt Damon: Şimdiye kadar sahip olduğum en şahane işti. Ben Affleck’le Alex’in (Convery) senaryosunu okuduğumuz andan son kurguya kadar her şey çok keyifliydi. Bu, hayatımın en âlâ tecrübesi oldu. Bu, mesleğinde yaptığım en düzgün şey.
◊ Öbür işlerinizden durumu farklı kılan ne oldu?
– Matt Damon: Peter Moore bana sinema teklif edilmeden bir hafta kadar evvel vefat etti. Sonrasında senaryoya ve karaktere çok fazla daldım. Onun dâhi zihnine girmeye çalışmamaya karar verdim. Senaryoda yazılan, bir dâhi olan fakat tıpkı vakitte hayatında dönüm noktasında olan karakteri hakikaten oynamaya karar verdim.
Yorum Yok