Şanslı değil anne kurbanı: Kamera önünde soyunmam gerekseydi, bunu bile kabullenirdi

UFACIK ÇOCUĞUNU GECE KULÜBÜNE GÖTÜREN ANNELER
Peki ya bir anne ya da baba küçücük kızını gece kulüplerine ya da çılgın partilere götürüp o ortamda yanında sabahlamasına müsaade verir mi? Ya da oğlu ona “baba ne olur biraz uyuyayım bu gece” diye yalvarırken onu sabaha kadar ayakta meblağ mı? Artık örnekler biraz daha dehşet verici bir hale gelecek. Hangi ebeveyn, daha reşit bile olmamış kızına içmesi için alkol ya da uyuşturucu verir? Çocukluk çağındaki kızına, kilo almasın diye diyet hapları, gece güzel uyusun da sonraki gün hoş görünsün diye uyku ilaçları veren ne çeşit bir annedir sizce?

Aslında bu türlü anlatınca beşere, bir çeşit “kötü kalpli üvey anne” öyküsü üzere geliyor.Ama bütün bunlar yaşanmış hayat kıssaları. Üstelik bunları yaşayanlar, farklı devirlerde bütün dünyanın uzaktan özenerek izlediği çocuk yıldızlar.. 

ONUN ANLATTIKLARI ÖTEKİ ÇOCUK YILDIZLARI DA AKILLARA GETİRDİ
Aslında bu bahis bir müddettir, bir periyodun çocuk yıldızı Brooke Shields’ın anlattıklarıyla gündemde ilksıralara çıktı. Daha 11 yaşındayken rol aldığı ve kimi çevreler tarafından “çocuk istismarı” diye eleştirilen Pretty Baby (Güzel Bebek) sinemayla birebir ismi taşıyan belgeselde Shields, buna misal ve hatta daha ürpertici hayat deneyimlerini anlattı.

Ufacık yaşında bir cinsel nesne haline dönüştürülen, kamera karşısında daima vücudunu sergileyen Shields’ın gerisinde daima annesi vardı. Daha doğrusu mesleğini ve hayatını yönlendiren kişi kendisi değil, annesi Teri Shields’tı. İşte onun yaşadığı ve yıllar sonra anlattığı bütün o dehşet verici tecrübeler, akıllara öteki çocuk yıldızları da getirdi.

Farklı farklı periyotlarda ekranda ya da sinemada görünen, bir anda şöhret ve servet sahibi olan o çocuk yıldızların ardında aslında kimlerin olduğunu merak ediyor musunuz? Yoksa onların daha o yaşlarda bu hayatı kendi istekleriyle tercih ettiğini mi düşünüyorsunuz? Şayet öyleyse her biri değişik periyotlara damgasını vuran, kamera karşısında büyüyen o çocuk yıldızların hikayelerine bir kulak verin. Onların aslında “erken yaşta şöhreti bulan şanslı minikler” değil, birtakım açılardan anne ve babaları tarafından spot ışıkları altına “itilen” kurbanlar olduğunu göreceksiniz. İşte o çarpıcı hikayeler. 

RÜYA ÜZERE HAYATIN ARKAK SOKAKLARI DA VAR
Gigi Hadid ve Bella Hadid denilince aklınıza ne geliyor? Varlıklı ve ünlü bir ailede dünyaya gelen iki şanslı kardeş… Üstelik kendi mesleklerine erken yaşta sahip oldular ve yaşıtlarının hayal bile edemeyeceği kadar çok para kazanıyorlar. Bir de bunlara o kusursuz ve çarpıcı hoşlukları eklendiğinde söylenecek çok fazla kelam kalmıyor. 

Evet, dışarıdan bakıldığında o denli görünüyorlar kuşkusuz.Birkaç saat kamera karşısında poz verip ya da podyumda yürüyüp servetlerine servet katıyorlar. Daha 20’li yaşlarını sürüyorlar, “paraya, para demeyen” bir hayatın keyfini çıkarıyorlar.

Ama Hadid kardeşlerin bu pırıltılı hayatının art sokakları var kuşkusuz. Göçmen olarak gittiği ABD’de sayılı zenginler ortasına giren Mohamed Hadid ile eski bir model olan Hollandalı Yolanda’nın kızları da çarçabuk annelerinin mesleğini sürdürüyorlar. Soyadları da onlara birçok kapıyı açıyor. Fakat bu iki kardeş hiç mi zorluk çekmedi dersiniz? Pek o denli değil.

‘O BURUN BANA ATALARIMDAN MİRASTI’
Çünkü ortaya çıkan gerçeklere bakılırsa Gigi ve Bella, moda alanında meslek yapma konusunda annelerinden hatırı sayılır bir baskı gördüler. Üstelik “oyunu da annelerinin kurallarına göre” oynamaları gerekti. Kardeşlerin annesi Yolanda’nın, daha 14 yaşındayken Bella Hadid’i burnundan estetik operasyon geçirmeye yönlendirdiği bir mühlet evvel ortaya çıktı.

Zaten Bella Hadid yıllar sonra annesini, bu hususta kendisini cesaretlendirdiği için suçlamıştı. 26 yaşındaki Bella, bu yaptığından pişmanlık duyduğunu da “Keşke atalarımdan bana miras kalan o burnu korusaydım” diyerek tabir etmişti. 

Yolanda’nın kızını bu biçimde burnunu düzelttirmeye yönlendirmesi toplumsal medyada da reaksiyon görmüştü. Bir kullanıcı Yolanda Hadid’in bu halinin, kızlarında kendilerine güvensizlik geliştirdiğini savunmuştu. 

AZ YEMESİ KONUSUNDA UYARDI
Yolanda Hadid’in tesirinin yalnızca Bella üzerinde olduğunu düşünmeyin. Gigi Hadid üzerinde de büyük tesiri var eski modelin. 2019 yılında ekrana gelen bir reality gösteri manzaralarında Yolanda kızı Gigi’ye daha az yemek yemesi konusunda nasihat ediyordu. Üstelik onun voleybol olmasına da “sana erkeksi bir görünüm verir” diyerek karşı çıkıyordu. Mesleklerine çok genç yaşta başlayan Gigi ve Bella’nın yaşadıkları, öbür çocuk yıldızların hikayeleri yanında ‘solda sıfır’ kalıyor. Bunu da not ettikten sonra bir bakalım dudak uçuklatan başkalarına.  

YEDİ YAŞINDA ŞÖHRET OLMUŞTU
Sinemaya biraz olsun ilgi duyup da Drew Barrymore ismini duymayan yoktur büyük olasılıkla. Nasıl olsun ki? Sinema tarihine geçen E.T isimli sinemada rol aldığında daha 7 yaşındaydı. Bir manada Steven Spielberg sayesinde birçok yaşıtının hayal bile edemeyeceği bir hayata kavuşmuştu.

Bu, madalyonun görünen tarafı. Fakat bir de kimsenin görmediği’dışı sizi, içi bizi yakar’ çeşidinden bir yanı var ki onu, bugün 48 yaşında, iki çocuk annesi bir yetişkin olan Barrymore’dan diğeri bilemez.

OYUNCU BİR AİLENİN İÇİNE DOĞDU
Onun hikayesi de emsal yazgısı paylaşan çocuk yıldızlardan çok farklı değil. Zira Barrymore’un bu bölüme girmesine neden olan kişi annesi. Lakin ondan da evvel aile bağları.

Çünkü Drew Barrymore, sinemacı bir ailenin içinde gözlerini dünyaya açtı. Babası John Drew Barrymore da Alman asıllı annesi Jaid de birer oyuncuydu. Fakat bitmedi. Dedesi John Barrymore periyodunun ünlü bir sahne aktörüydü. Yani aslında tahminen kendi haline bırakılsa Drew da aslında onlarla birebir mesleği seçecekti. Fakat o denli olmadı.

Annesi Jaid’in çabasıyla daha küçücük yaşta kendini kameralar karşısında buldu Drew. Öte yandan hayatı da bir kaos içindeydi. İflah olmaz bir alkolik olan babası onları terk etti. Annesi ise çocuğunu tek başına büyütmeye hazır değildi. Üstelik kendisi ünlü bir oyuncu olmaya çabalayıp bunu başaramamıştı. Elinde ise erkenden bu yola çıkabilecek olan küçücük kızı vardı. İşte ondan sonra Drew’nun süratli hayatı başladı.

HOLLYWOOD PARTİLERİNDE SABAHLIYORDU
Annesinin tesiriyle daha iki yaşındayken modellik yapmaya başladı. Yedi yaşına geldiğinde ise rol aldığı E.T sayesinde artık dünya çapında ünlü bir çocuk yıldıza dönüşmüştü. Olağan bu erken gelen şöhret ona huzur getirmedi. Anlattığına nazaran Drew daha küçücük bir çocukken annesi onu sabaha kadar süren Hollywood partilerine götürüyordu. Bu da onun ileride çok uğraşacağı makus alışkanlıklarına neden oldu.

Bir röportajda anlattığına nazaran Barrymore, şimdi 9 yaşındayken birinci alkollü içkisini içmişti. Alkolden daha da ağır olan uyuşturuculara bağımlı olduğunda ise 12 yaşındaydı. 13 yaşına geldiğinde annesi tarafından tedavi görmesi için bir kliniğe gönderildi. Bir yıl kadar orada kaldıktan sonra hayatına geri döndü. Yaptığı birinci iş ise anne ve babasından bağımsızlığını kazanmak için dava açmak oldu. 

ANNESİNİN ZORUYLA OYUNCU OLDU
Bir devir yalnızca ABD’de değil bütün dünyada fırtınalar estiren, izlenme rekorları kıran Çağdaş Family isimli diziyle üne kavuşan Ariel Winter, annesinin zorlamasıyla çocuk yıldız olduğunu hiçbir vakit saklamadı. O denli ki o dizide hayatının çığır açan rolünü oynadığında yalnızca 11 yaşındaydı. Lakin onun mesleğinin o üretimle başladığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz.

Çünkü Ariel Winter, bir reklam sineması için birinci kamera karşısına geçtiğinde şimdi 4 yaşındaydı. Akabinde da kimi üretimlerde küçük rollerde oynadı. En nihayet bugünkü şöhretini borçlu olduğu Çağdaş Family dizisi geldi.

DÖRT YAŞINDA KAMERA KARŞISINA ‘İTİLDİ’
Henüz dört yaşındaki bir çocuğun, bu meslek planını kendi başına yapabileceğini düşünmek sıkıntı elbette. Zati Winter’ın şöhret seyahatini başlatan kişi de annesi Crystal Workman oldu. Annesinin hayatı üzerindeki baskısı öylesine ağırdı ki Winter, belirli bir yaşa gelince ona karşı dava açtı.

Winter bir röportajında oyunculuğun kendi tercihi olmadığını, onun yerine annesi Crystal’in kesime girmesi için kendisini zorladığını anlatmıştı. 2017 yılında The Hollywood Reporter’a verdiği röportajda söyledikleri ise tüyler ürpertecek tiptendi.

ANNESİNDEN İNANILMAZ BASKI GÖRDÜ
Genç oyuncu, annesinin kendisine fizikî ve ruhsal olarak istismarda bulunduğunu anlattı. Yiyip içme konusunda kendisini kısıtladığını ve bütün bunların da ötesinde çocuk yaşlarından itibaren annesinin kendisini cinsel bir nesne haline dönüştürdüğünü kelamlarına ekledi. Winter “Annem benim kesimde başarılı olmam için harika bir baskı uyguladı” diye konuştu.

Belki de annesinin küçük yaşta getirdiği bu yiyeceklerle ilgili kısıtlama yüzünden gençlik yıllarında bir devir, fazla kilolarıyla çok konuşuldu genç oyuncu. O kiloları vermek için de fevkalâde bir gayret harcadı.

‘ÇIPLAK SAHNEDE OYNAMAM GEREKSE ANNEM KESİN ONAYLARDI’
Ariel Winter’ın annesi hakkında söyledikleri bunlarla sonlu değildi. “Bana küçük etekler, görebileceğiniz en kısa elbiseleri giydirirdi. Ben 12 yaşındayken beşerler benim 24 yaşında olduğumu düşünürdü. Şayet ben çocuk yaştayken çıplak bir sahnede oynamam gerekse, yüzde 100 annem bunu da kabul ederdi.”

Winter’ın annesine yönelttiği suçlamalar bununla hudutlu değil. “Annem beni izole etti. Kendi babamla bile görüşmeme müsaade vermedi. Hayatımın 14 yılını bu izolasyon altında geçirdim ve bu hoş değildi.”

HERKES ONU ÇOCUK YILDIZ OLARAK TANIDI FAKAT…
Tüm dünya onu 1990 tarihli unutulmaz sinemayla tanıdı. O devirde şimdi 10 yaşına yeni girmiş küçük bir çocuktu. O yaşında bir anda yıldızlaştı. Sonra tıpkı sinemanın yeni halkasında da rol aldı. Erken başladığı şöhret seyahatinde kısa müddette muvaffakiyete ulaştı ancak bütün bunlar onun hayatının geri kalanını kolaylaştırmadı. Tam bilakis o pırıltılı dünyanın perde ardındaki bütün zahmetleri yaşadı. 

Bu kelam ettiğimiz kişi, Konutta Tek Başına (Home Alone) isimli sinemada bir anda yıldızı parlayan Macaulay Culkin. Daha küçücük yaşında Hollywood’un en ünlü yüzlerinden biri olan Culkin’in yaptığı bu parlak başlangıcın devamı gelmedi. Zira sonradan anlattığına nazaran bütün bu yaşadıkları aslında onun tercihi değildi. Tam bilakis o denli bir mesleği hiç istemiyordu.

KENDİ HAYALİNİ OĞLUYLA GERÇEKLEŞTİRMEK İSTEDİ
Kendisi bir çocuk yıldız olmak isteyip bunu başaramayan babası Kit Culkin onu bu yola yönlendirmişti. Şu anda 42 yaşında ve bir çocuk babası olan Macaulay Culkin, yıllar sonra bir yıldız olmayı hiç istemediğini kendisi itiraf etti aslında. Lakin babasının zoruyla kendisine çizilen o seyahati kabul etmek zorunda kaldı. 

O devirde annesi Patricia Btertrup, meskende öteki kardeşleriyle otururken Macaulay babasıyla birlikte bir setten başkasına koşturup duruyordu. Culkin’in daha sonra açıkladığına nazaran babası Kit onun üzerinde büyük bir baskı kurmuştu. Onu muhakkak şeylerden yoksun bile bırakıyordu. Buna uyuyabileceği bir yatak da dahil. Culkin’in söylediğine nazaran bir çocukken yatak yerine kanepenin üzerinde uyuyordu. 

ARTIK O DA BİR BABA: Culkin, 40’lı yaşlarında bir yetişkin ve kendisi de baba oldu.

UYUMASINA BİLE MÜSAADE VERMEMİŞ
Macaulay Culkin’e nazaran babasının bu yaptığı küçük yaşta onun ruhunu terbiye etmenin bir yoluydu. Bu hususta şunları söylemişti Culkin “Benim, işleri kendisinin yönetim ettiğini bilmemi istiyordu. Şayet benim yatakta uyumamı istemiyorsa ben de yerde ya da kanepede uyuyacaktım.”

Culkin, babasının aslında hakikat dürüst uyumasına bile müsaade vermediğini anlattı. Bunun yerine bütün gece ayakta olup, rol aldığı üretimdeki repliklerini ezberlemesi için zorluyordu. Macaulay Culkin, 2001 yılında New York Magazine’e verdiği röportajda, babasına oyunculuktan biraz mola almasına müsaade vermesi için yalvardığını lakin onun bunu asla kabul etmediğini söyledi. 

ANNESİ, SPOT IŞIKLARININ ALTINA İTTİ
Bu ve emsal hayat hikayeleri yalnızca günümüzde mevcut değil, sinema tarihinde bu kadar çarpıcı ömürler süren diğerleri da var. İşte bunlar ortasında en ünlüsü Judy Garland. Yani daha sonraki jenerasyonların tanıdığı Liza Minelli’nin annesi. Onun küçücük yaşta spot ışıklarının altına itilmesinin hikayesi aslında sinemalara husus olacak tipten.

KIZLARINI YILDIZ HALİNE GETİRMEK İÇİN FIRSAT!
Judy Garland, daha iki yaşındayken annesi tarafından müzikçi olmaya, sözün tam manasıyla zorlandı. Annesi Ethel Marion, Judy ve öbür iki kız kardeşini The Gumm Sisters isimli bir müzik kümesi kurmaya yönlendirdi.

Ailenin, yaşadığı Minnesota’dan Lancaster California’ya taşınması ise anne Ethel’in, kızlarıyla ilgili hayallerine bir adım daha yaklaştığını düşünmesi için fırsat oldu. Böylelikle şov dünyasının tam merkezinde onları birer yıldız haline getirebilecekti.

‘ANNEM, BİRDENBİRE YILDIZ OLMAMIZ GEREKTİĞİNE KARAR VERDİ’
Judy Garland yıllar sonra o günleri şöyle anlatmıştı: “Lancaster’a taşındığımız birinci günden itibaren ailemdeki bütün o tasasız ve eğlenceli günler, sevinç kaybolmaya başladı. Annem apansız bizim yıldız olmamız gerektiğine karar verdi. Bizi kıymetli insanların görebileceği yerlere götürmeye başladı.”

Judy Garland daha sonraki yıllarda, müzik söylemek istemediği vakitlerde annesinin kendisine tehditler savurduğunu da anlattı: “Annem orada dururdu. Kendimi düzgün hissetmediğimi, midemim bulandığını söylersem ‘Çık ve müzik söyle. Yoksa seni karyola direğine bağlarım’ diye tehdit ederdi.” 

DİYET HAPLARI VERİP UYKU İLAÇLARI İÇMEYE ZORLANDI
Garland’ın hayatını anlatan Get Happy: The Life of Judy Garlandadlı kitapta ise yıldız hakkında daha tüyler ürpertici detaylar yer alıyor.Buna nazaran Judy Garland, yalnızca 10 yaşındayken annesi onu diyet hapları ve uygu ilaçları içmeye zorluyordu. 

Garland, annesinin isteğini yerine getirdi sonunda. Oz Büyücüsü isimli sinemayla bir anda yıldız olduğunda şimdi 16 yaşındaydı. Akabinde da sahiden periyodunun en başarılı mesleklerinden birine imzasını attı. 

HAYATI HAKİKATEN DE SİNEMA OLDU
Bu ortada meraklısına bir not… Judy Garland’ın hayatı nitekim de bir sinemaya dönüştü. Hatta onu canlandıran Renee Zellweger’e de Oscar dahil birçok ödül kazandırdı.

Judy isimli 2019 üretimi sinemanın direktör koltuğunda Rupert Goold’un imzası bulunuyor. 
Renee Zellweger’ın fizikî olarak da çok misal bir görünüme bürünerek Garland’ı canlandırdığı sinema, efsane yıldızın, Oz Büyücüsü ile hafızalara kazınmasından 30 yıl sonra yaşadıklarını anlatıyor. Judy Garland’ın hayatının son yıllarına odaklanan sinemada Zellweger’e Jessie Buckley, Finn Wittrock’un da ortalarında bulunduğu bir oyuncu takımı eşlik ediyordu. 

KIZI DA ONUN MÜSAADEDEN GİTTİ: Judy Garland, 1945 ile 1951 ortasında bir diğer ünlü sinemacı Vincente Minelli ile evliydi. Bu evlilikten dünyaya gelen kızı Liza da onun müsaadeden giderek oyuncu oldu.