Dünya futbolunun değerli yıldızlarından biri olan ve Türkiye’de Fenerbahçe forması giyen Nicola Anelka, Haber Global’e konuştu.
– Öncelikle Fenerbahçe’ye geliş sürecini anlatır mısın?
– Şampiyonlar Ligi amacı olduğu ve yeterli bir maksadı olduğu için hiç düşünmeden Fenerbahçe’nin teklifini kabul ettim. Türkiye’de futbolda teknik tarafın çok kuvvetli olduğunu da düşünüyordum. Tereddüt bile etmedim. Fenerbahçe’yi şampiyonluk yaşamak için istedim.
SÜRPRİZ BİR TERCİHTİ
– 2006’da şampiyonluk maçında Denizlispor karşısında teknik yöneticisi Daum sürpriz bir halde senin yerine sakatlıktan çıkan Nobre’yi oynattı. O gün 11’de oynamadığına şaşırdın mı?
– O maçta Daum’un Nobre’yi tercih etmesine şaşırdım, beklenmedik bir karardı. Şampiyonluğun gitmesinde de bunun tesiri var. Maçtan bir gün evvel Fransa Ulusal Ekibi takımı açıklandı, o takımda yoktum. Hoca da bundan etkileneceğimi düşündüğü için bu türlü bir karar aldığını düşünüyorum. Hepimizin beklentisinin tersine sürpriz bir tercihti. Nobre de güzel bir golcüydü lakin yeni sakatlıktan çıkmıştı. Bu yüzden sürpriz olmuştu.
KARİYERİM İÇİN AYRILDIM
– Daum’la çalıştın. Çok kısa bir mühlet 1-2 ay Zico’yla da. Daum’la anlaşabilir miydin?
– İki teknik yöneticiyle de düzgün anlaşmıştım. İkisi de çok bağlantıya açıktı. Bilhassa Zico ayrılmamı hiç istememişti. Ancak ben İngiltere’ye dönmek istemiştim. Fenerbahçe’den mutsuz olduğum için değil, mesleğim için ayrıldım.
– Alex, oynadığın en âlâ 10 numaralardan biri miydi? Birlikte oynadığı en düzgün oyuncu?
– Alex’le saha içinde çok yeterli vakit geçirdik. Oynadığım en yeterli 10 numaraydı. Çok özel bir oyuncuydu. Oyun görüşü, frikikleri çok özeldi. Birlikte oynadığım çok düzgün futbolcu vardı.
İYİ BİR BAŞKANDI
– Aziz Yıldırım’la çalıştın. Onunla ilgili bir anın var mı?
– Çok ferdi bir irtibatımız olmadı. Kendisini bir lider olarak sert bir mizacı vardı. Lakin saha içi ve dışında ne yaptığını âlâ bilirdi. Bilhassa büyük maçlardan evvel baskıyı çok âlâ denetim ederdi. Futbolculara nasıl davranacağını çok âlâ bilirdi. Fenerbahçe için uygun bir liderdi.
– Beşiktaş maçları denince hala Anelka akla geliyor. Beşiktaş derbileriyle ilgili ne söylersin?
– Bu maçlar özelinde farklı bir motivasyonum yoktu. Doğal bu maçları oynamak daha güç. Kıymetli olan her vakit kazanmaktı. Derbiyi kaybetmeyi sevmezdim. Bu maçları oynamaktan zevk alıyordum. (Beşiktaş’a İnönü Stadı’nda attığı golü anlatıyor) Çok düşünürseniz o golü atamazsınız. Topu kaptığımda ceza alanında kimse yoktu. Direk kaleye odaklandım ve uzun mühlet dripling yaparak kaleyi hedefledim.
UNUTAMADIĞI MAÇLAR
– Fenerbahçe’de unutamadığın anı ve maç hangisi?
– Şampiyonlar Ligi’nde PSV maçı. 3-0 kazandığımız. Galatasaray’ı 4-0 yendiğimiz, benim dördüncü golü attığım maç. Bir de Beşiktaş’a gol attığım maç.
– Günümüze gelirsek, dışardan eski bir futbolcusu olarak Fenerbahçe’yi nasıl gözlemliyorsun?
– Fenerbahçe’yi yakından takip ediyorum. Bu dönem Galatasaray’ın kusur yapmasını bekleyecek. Şampiyonluk yolunda işleri güç. Beşiktaş maçı çok kıymetli. Talihini sürdürmek için kazanması lazım. Şampiyonluk için sonuna kadar uğraş edilmeli.
– Fransa Ulusal Kadrosu son yılların en başarılı ulusal grubu diyebiliriz. Lakin daima içeride teknik adam ve oyuncu tercihleri sorunu olduğu konuşuluyor. Bilhassa Benzema. Onun takımda olmamasının nasıl değerlendirirsin, sence onun Müslüman olmasının da tesiri var mı bunda?
– Çok fazla ulustan insan var. Yarı Fransız yarı diğer ülkeden oyuncular var. Bu aslında Fransa Ulusal Takımı’nı güçlü kılıyor. Çok kaliteli isimler var. Benzema’yla ilgili problemleri bilemem lakin şu an en uygun 9 numara. Dünya Kupası’nda olmaması büyük bir şansızlık. Onun olmamasına karşın finale kadar kadro gitti. Neredeyse üst üste ikinci kere kazanıyordu.
ORUÇ TUTTUĞUMDA SAKATLIK YAŞAMADIM
– Ramazan ayındayız. Futbolculuk periyodunda maç günleri oruç fiyat mıydın? Tuttuğun vakit, oynadığın grubun teknik heyeti tarafından rastgele bir “tutmaman yönünde” bir baskı gördün mü?
– Maçlardan evvel oruç tutuyordum. Maçlardan evvel oruç tutmanın oyuncuyu zayıf düşürebileceği ve hatta sakatlıklara bile sebep verebileceği algısı var. Benim için bu tam aksisi. Oruç tuttuğumda daha kuvvetli hissediyorum. Oruç tuttuğum vakit da rastgele bir sakatlık yaşamadım. Futbol hayatımda hiçbir vakit ayrımcılığa uğramadım.
– Messi mi, Ronaldo mu?
– Ronaldo. Ronaldo oynadığı her ligde başarılı oldu. Bu yüzden ‘Ronaldo’ diyorum.
– Belgeselinde Türkiye’ye niçin az yer verildi?
– Türkiye’yi Fenerbahçe’yi çok seviyorum. Yayıncı kuruluş maçların imgeleri için çok para talep etti. Şok olduk. Stattaki maçlardan manzaralar bilhassa büyük ekiplere karşı attığım goller… Çok üzüldüm. Türkiye’nin ve Türk futbolunun daha fazla gözükmesini istedim lakin yayın haklarını elinde bulunduran kurum çok para istedi.
– Fenerbahçe’de vazife almak ister mi?
Fenerbahçe’de misyon almak her vakit isterim.
– Arda Güler ve Ferdi Kadıoğlu’yla ilgili görüşün nedir?
İki ismin de kendilerini test etmeleri için yurtdışına gitmelerini tavsiye ederim. Tahminen planları ortasında büsbütün Fenerbahçe’de kalmak vardır. Asla Türk futboluna saygısızlık etmek istemem lakin yurtdışında kıymetli kulüplere gitmeliler. Daha sonra tekrar Fenerbahçe’ye de dönebilirler.
Yorum Yok