◊ “Veda Mektubu” izleyici tarafından çok sevildi. Neler söylemek istersiniz?
– “Veda Mektubu” benim birinci işim ve bu türlü bir işle başladığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. O kadar hoş bir takımla çalışıyorum ki, sendelediğim anlar oluyor ancak kimse düşmeme müsaade vermiyor. Herkes her an yardım etmeye ve yardım istemeye çok açık. Bu yüzden de takım işini güzel başardığımızı düşünüyorum. Doğal bunun izleyicide olumlu bir karşılığı oluyor.
◊ “Veda Mektubu” senaryosu elinize geldiğinde, okuduğunuzda neler hissettiniz?
– Hiç bilmediğim, tanımadığım iki farklı aile yapısı var dizide. Öbür kaygıları, öbür hassaslıkları var. Yaşanmış bir kıssa üzerinden bunların anlatılacak olması beni çok heyecanlandırdı.
MİNA, ELİF’TEN ÇOK FARKLI
◊ Dizide Mina karakterine can veriyorsunuz. Nasıl biri Mina?
– Mina, Elif’ten çok farklı lakin kaygıları de bir o kadar kozmik. Deneyim etmediğim lakin aşina olduğum bir baskı altında büyüyor Mina. Sevgiyi tanıdığı yerde, ailesinde, problemleri var. Bunlar da toplumsal hayatına yansıyor ve bazen kaybolmasına neden oluyor. İkili bir hayat yaşamaya çalışıyor.
SET BENİM İÇİN OKUL GİBİ
◊ Mina ile benzeri ortak paydada buluştuğunuz noktalarınız var mıdır?
– Mina, hislerini filtresiz bir halde yaşıyor. Bu noktada çok benziyoruz.
◊ Daha yolun başında çok genç bir oyuncusunuz. Deneyimli oyuncularla tıpkı sahneyi paylaşmak size ne hissettiriyor?
-Kendimi çok şanslı hissediyorum. Set hayatım şu an benim için bir okul üzere. Kimden ne alabilirim diye gözlerinin içine bakıyorum. Hürmet duyduğum beşerlerle çalışmak, onlarla ortaya bir iş çıkarabiliyor olmak çok kıymetli.
MOTİVASYON KAYNAĞIM AİLEM VE ARKADAŞLARIM
◊ Setten arta kalan vakitlerde neler yapıyorsunuz?
– Piyano çalmak, karakalem çizim yapmak ve dünya sinemasını takip etmektir sanırım.
◊ Kendinizi nasıl motive edersiniz? Hayat mottonuz var mıdır?
– Motivasyon kaynağım ailem ve arkadaşlarım. Beni en çok sevgi motive ediyor sanırım ve sevgiyi en çok hissettiğim yer orası. Derin ve samimi bağlar kurmaya çalışıyorum.
Yorum Yok