Akıllı telefonlar fotoğraf makinesi pazarını küçültmeyi sürdürüyor. Zira akıllı telefonlara konulan yeni kuşak kamera sistemleri, birçok kişi için hayal edilenin ötesinde yüksek bir fotoğraf kalitesi sunuyor. Yeni tanıtılan OPPO Find X6 Pro ve Huawei P60 Pro modelleri bu özellikleriyle büyük ses getirdi. Markaların amiral gemisi niteliğindeki bu akıllı telefon modelleri büyük boyutlu kamera sensörleri, bu sensöre yüksek oranda ışık girmesine imkân tanıyan diyafram kıymetleri ve optik sayesinde “zifiri karanlıkta” dahi çok aydınlık ve net fotoğraflar çekebiliyor. Daha evvelki sürümlerden zoom konusunda farklılaşan telefonun çabucak her profesyonel fotoğraf makinesini geride bırakan çekimler yapabildiği belirtiliyor.
TELEFOTO KAMERA MÜKEMMELLER YARATIYOR
Şimdiye kadar çıkan akıllı telefon modellerinin düşük ışık performansı, genelde geniş açı ana kameraları özelinde uygundu. Yakınlaştırma sunan telefoto kameralar düşük ışıkta önemli düzeyde geriye düşüyordu. OPPO Find X6 Pro ve Huawei P60 Pro’da bu durum kelam konusu değil. Her iki akıllı telefon modeli de telefoto kameralarıyla düşük ışıkta mükemmeller yaratabiliyor. Telefonlardaki periskop yapısını benimseyen yeni kuşak kameralar, büyütülen sensörler ve diyafram kıymetleri dikkat çekiyor. Bu özellikler sayesinde kayıpsız optik yakılaştırma ile yüksek düşük ışık performansı harmanlanmış durumda.
PEKİ BU NASIL MÜMKÜN OLUYOR
Sonuçta fotoğraf makinelerinde daha büyük sensörler ve optikler yer alıyor. Nasıl oluyor da, karşılaştırdığımız vakit sensörleri çok ufak kalan akıllı telefonlar artık düşük ışıkta fotoğraf makinelerini geride bırakabiliyor? Burada yanıt “yapay zekâ” oluyor. Akıllı telefonlar içerisinde gece modlarına güç veren çok gelişmiş yapay zekâ sistemleri bulunuyor ve bunlara özel manzara süreç üniteleriyle güç veriliyor. Bu altyapıda kullanıcı deklanşöre bastığı vakit, sahne tahlil edilerek çok sayıda fotoğraf çekiliyor ve bunlar saniyeler içerisinde bir ortaya getiriliyor. Bu özel altyapı sayesinde ufak sensörlerden çok yüksek “dinamik aralık” elde edilebiliyor.
Fotoğraflar direkt olarak telefonlar içerisinde çalışan özel yapay zekâ modelleriyle işlenerek çok daha düzgün ya da diğer bir deyişle aydınlık ve pak hale getirilebiliyor. Bu hususta çıtayı devamlı olarak artıran telefon üreticileri, taşınabilir işlemciler ve sensörler geliştikçe yapay zekâ sistemlerine daha fazla data gönderiyor. Daha fazla bilginin geri dönüşü ise her ışık şartında harikaya yakın fotoğraflar oluyor.
YAPAY ZEKÂ BÜYÜLEYİCİ
Yapay zekâ konusundaki birinci büyük adımlar görsel sistemler olmuştu. Geliştirilen DALL-E, MidJourney Stable Diffusion ve Adobe Firefly üzere teknolojiler, bireylerin yazdıklarını görsel hale getirmeye başladı. Bu milyarlarca fotoğraf ile eğitilen sistemler, gerçek manada cümleleri görselleştirebiliyor ve akıl almaz kalitede güzel sonuçlar veriyor. Bu sistemlere örneğin “balık tutan kedi” üzere bir komut girebiliyor ve bunu saniyeler içerisinde sonsuz sayıda versiyonla görselleştirebiliyorsunuz.
Yapay zekâ denildiği vakit akla gelen en taze tahlillerden biri tekrar OpenAI tarafından geliştirilen ChatGPT. Geçtiğimiz periyotta fiyatlı “Plus” versiyonu da çıkan yapay zekâ temelli sohbet botu, 2022’nin sonuna damga vurdu ve 2023’te de en çok gündeme gelen yapay zekâ çalışması pozisyonunda yer alıyor. Doğal lisan algılama ve cevaplama özellikli ChatGPT, bireylerin sorduğu çabucak her soruya karşılık verebiliyor, öğrencilerin ödevlerini yapabiliyor, yazılımcılara kullanabilecekleri kodlar yazabiliyor ya da kodları denetim ederek yanılgı bulursa tahlil üretebiliyor. Daha şimdiden birçok kişinin hayatını değiştiren ve eklenti sistemiyle internete bağlanabilir hale getirilen sistem, bilhassa Microsoft tarafından destekleniyor. Geliştirici şirket OpenAI’a milyarlarca yatırım yapan Microsoft, ChatGPT’nin üzerine kurulduğu altyapıyı kendi servislerine entegre ediyor. Bu hususta başlangıcı Teams üzerinden yapan şirket, ChatGPT’nin temeli ile Google’ın karşısında öne çıkamayan Bing arama motorunu da geleceğe taşıyor. ChatGPT’nin yapabildiklerinin büyük kısmını ve fazlasını Bing arama motoruna entegre eden Microsoft, bu sayede servisi çok fakat çok daha güçlü bir hale getiriyor.
CHATGPT SAVAŞLARI
ChatGPT, sunduklarıyla birçok teknoloji firmasını epeyce korkutuyor. Bunlar ortasında internet devi Google da yer alıyor. Şirket, geçtiğimiz haftalarda ChatGPT’ye rakip olacak kendi yapay zekâ sistemi “Bard” ile karşımıza çıktı. ChatGPT’yi gördükten sonra acil durum ilan eden firma, kendi yapay zekâ takviyeli sohbet botu ile kullanıcılara çok daha farklı bir arama tecrübesi yaşatacak, yeni jenerasyon Google arama motoru internet siteleri yanında kendi karşılıklarıyla da öne çıkacak. Son devirde yapay zekâ sistemleri içerik üretimi konusunda da çok dikkat çekiyor ve artık faal formda kullanılıyor. Birçok yurtdışı merkezli internet sitesi, muhakkak içerikleri ve haberleri yapay zekâ sistemlerine yazdırmaya başladı. Şimdilik beklenildiği kadar güzel olmayan ve sık sık yanılgı yapan bu sistemler, tekrar de daima olarak gelişiyor ve içerik üretme konusunda büyük bir gelecek vadediyor. Firmalar bu sistemler ile tekrar eden kolay yapılı içerikleri editörlerin üzerinden almak istiyor. Bu ortada yapay zekâ tarafından yazılan içeriklerin tespit edilmesi konusunda da adımlar atılıyor. ChatGPT’yi geliştiren OpenAI, kısa mühlet evvel bir metnin yapay zekâ tarafından yazılıp yazılmadığını tespit eden bir araç geliştirdi ve test gayesiyle kullanıma sundu. Bu üslup sistemler hem yazılı hem de görsel yapay zekâ üretimi içerikler için hayati görünüyor.
YAPAY ZEKÂ DAYANAKLI YENİ KAMERA SABİTLEME APARATI
Insta 360 Flow, akıllı telefonuyla sık sık görüntü çeken şahıslara odaklanan bir kamera sabitleme aparatı. Bir Selfie çubuğu olarak da kullanılabilen eser, bireylerin telefonlarıyla stabil görüntüler çekmesine imkân tanıyor ve yapay zekâ teknolojilerinden yardım alarak kadrajdaki bireyleri otomatik halde takip ediyor. Ayrıyeten tahliller yaparak nesnelere otomatik yakınlaştırma da yapabiliyor. Kompakt yapılı eser önümüzdeki günlerde Türkiye’de de satışa sunulacak.
NOKIA AY ÜSTÜNDE 4G İLİŞKİ SUNMAYA HAZIRLANIYOR
İletişim teknolojileri geliştiren Nokia, NASA’nın Ay’a tekrardan insan götürme planları kapsamında Ay üstünde “4G” internet irtibatı sunmak ismine somut planlar yapıyor. Bunun için NASA, Lunar Outpost ve Intuitive Machines ile iştirak kuran firma, SpaceX tarafından yapılacak bir vazife kapsamında Intuitive Machines’in Nova-C ay iniş aracına gerekli 4G ilişki altyapısını yükleyecek ve Ay’ın güney bölgesindeki Shackleton kraterine konumlandıracak. Nokia, Ay üstü 4G ağının astronotların birbirleriyle ve misyon denetimiyle bağlantı kurmasının yanı sıra, uzay araçlarının uzaktan denetim edilmesine ve gerçek vakitli görüntü ile telemetri datalarının Dünya’ya aktarılmasına imkan tanıyacağını belirtiyor.
Yorum Yok